Hikaye

28 Tammikuu 802 // Kelijron Şehri


Auxred Killborn.Savaş meydanında baltalarla olan yeteneği ve yaratıcılığı ile ünlenmiş kiralık bir savaşçıydı.Uzun sarı saçları, koyu mavi gözleri ve gür bir sakalı vardı.Killborn Hanesi'nden geliyordu.Killborn Hanesi,genellikle kışın soğuyla ve hayvancılıkla ünlü Kelijron Şehri'nde bulunan köklü bir haneydi.Büyük savaşçıların doğduğu bu hane yüzyıllardır aile geleneklerine bağlı olarak yaşıyordu.Burada yeni doğan evlatların 16 yaşında kadar  doğal yetenekleri belirlenir ve bu yönde geliştirilirdi.Eğitimlerini genellikle tecrübeli ve savaş alanında onur kazanan eski savaşçılar takip ederdi.16. yaş gününün sabahı çocuklara hanenin özel silah deposundan üç silah seçme hakkı tanınırdı.Silahını seçen çocuklar özel bir törenle kutsanır ve gözleri bağlanırdı.Eğitmenleri yetiştirdikleri Killborn çocuklarını bilmedikleri uzak diyarlara götürür ve gözlerini açıp geri dönerdi.Bu geleneğin amacı Killborn çocuklarını her türlü ortama hazırlamak ve çeşitli tecrübeler kazanarak geri döndüklerinde kendilerini kanıtlayıp Kerigan olmaya hak kazanmalarını sağlamaktı.Geri dönenlerin hepsi onurlandırılır aralarından bir tanesi Kerigan olarak seçilir ve haneyi yönetirdi.Tammiiku ayının 28. gününde 16 yaşına basan sekiz genç onuruna bir şölen düzenlenmişti.Bu sekiz genç sırasıyla Auxred,Altayer,Dagen,Earon,Halet,Kirigün,Sjarlon ve Valion Killborn'du.Earon ve Dagen dışında neredeyse hepsi aynı boydaydı.Auxred'in ince ve formda bir vücudu , omuzlarına kadar gelen düz sarı saçları ve yeni çıkmaya başlamış sarı bir sakalı vardı.Hayalperestliği ,yaratıcı zekası ve çevikliği ile tanınırdı.Kardeşler arasında mizahı geniş olan Altayer insanlara sataşmaya ve karşısındakini kızdırmaya bayılırdı.Auxred gibi formda fakat biraz daha kilolu bir vücuda sahipti.Mizahının yanı sıra kadınlara olan düşkünlüğü ile de tanınırdı başı bu yüzden sayısız belaya girmişti fakat asla tavrı değişmezdi.Koyu kahverengi saçları, ağzı boyunca uzanan bir bıyığı ve keçi sakalı vardı.Dagen aralarında en kilolusuydu.Kilosundan rahatsızlık duymazdı zira göbeği yağlı olmasına rağmen kolları taşıdığı balyoz yüzünden bacaklarıysa göbeğinin ağırlığı yüzünden kaslıydı.Kısa siyah saçları ve orta uzunlukta keçi sakalı vardı.Genellikle diğerlerine sataşır fakat en zor zamanlarında yardıma koşardı.Earon diğerlerinden biraz daha uzun iri yapılı bir vücuda sahipti.Gece kadar koyu saçları vardı sakal sevmezdi ve genellikle sessiz bir tipti.Kardeşleriyle eğlenmekten zevk alırdı fakat yabancılara karşı her zaman sessiz ve kayıtsızdı.Halet ve Valion diğerlerinden çok birbirlerine daha yakınlardı.Halet'in açık kahverengi saçları ve top sakalı vardı.Vücudu aralarında en kaslı ve kısa olan Halet'ti.Genellikle nişancılığıyla ve sanatçı ruhuyla tanınırdı.Valion ise genellikle içkiye düşkünlüğüyle ve kılıçlara olan yeteneğiyle ün salmıştı.Koyu kahverengi kısa saçları ve gür bir sakalı vardı.Kirigün aralarında en dengesiz olanıydı.Bütün tehlikelere düşünmeden atılır sonucunda sadece gülerdi.Umursamaz yapısı onu birçok belaya soksa da kardeşleri tarafından sevilirdi.Uzun kızıl saçları ve tüysüz bir yüzü vardı.Son olarak kardeşler arasında yaptığı planlarla ve mantığıyla saygı gören kısa sarı saçlı,ince ve kaslı bir yapıya sahip Sjarlon vardı.Eğlenmekten zevk alır insanlarla kolayca sohbet ederdi.Hepsi üçer silah seçip geleneğe göre birbirinden uzak ve bilmedikleri diyarlara gönderileceklerdi.Auxred,şölen boyunca Peltinin Ormanı'na gönderileceği anı hayal etti.Kardeşi olarak gördüğü arkadaşlarından ayrılıp bir başına hayatta kalmak üzerine görevlendirilmişti.İçinde hafif bir heyecan vardı çünkü doğayı çok severdi fakat hayatının en mutheşem zamanlarını  kardeşleriyle geçirmişti şimdi ise bir başına kalacaktı.Her ne kadar onlardan ayrılmak istemese de buna mecburdu.Kendini kanıtlamak ve onurlandırılmak istiyordu bu yüzden elinden geleni yapacak,hayatta kalacak ve gönderildiği yerden hanesi için özel bir ganimet getirecekti.Ormana vardığı anda vahşi hayvanlardan ve insanlardan saklanmak zorunda olduğunu biliyordu.Ormanın yapısına bakarak bir ağacın tepesine gizlenmeyi ya da bulabilirse büyük bir kovuğa girmeyi planlıyordu.Önceliği barınaktı çünkü ormanda avlayabileceği hayvan olduğunu biliyordu bu onun için bir sorun değildi.Baltalarını yaşına göre ustalıkla kullanan Auxred yeterince çevik ve kurnazdı.Onun için asıl sorun suydu.Bir şeyleri yakalamak ve onlardan kaçmak konusunda ustaydı fakat bulmak konusunda pek de usta olduğu söylenemezdi.Hayalperestliği yüzünden genelde dikkati dağılır ve yaptığı planlar birbirine girerdi.Ne yapacağını düşünmeye devam etmeden önce kaymaklı birasından bir yudum daha almak için birasına uzandığı anda yaşına göre kalın ve kıllı bir bilek birayı kaptı.Bu bilek ve cesaret ancak gençler arasında en patavatsız olan Dagen'e aitti.Birayı tek bir dikişte döke döke içen Dagen birden bağırdı :


-Düşüncelerine dalmayı kes artık.Bir erkek olda hazırlık yapmak yerine içindeki sese güven! Eğer senden önce dönersem seni hizmetçim yapacağım pis herif !

Auxred kafasını kaldırmadan bunun kim olduğunu anlamıştı çünkü ona sadece bir kişi pislik diye seslenebilirdi.Saatlerce tek kelime etmeden sadece suratlarına bakarak kahkahalar atan , en garip olayları yaşayıp ne kadar kavga etseler de asla ayrılamayan fakat durmadan birbirleriyle mücadele eden iki arkadaş.İkisi de diğerini tanımak için gözle görmeye ihtiyaç duymazdı.Seslerini, tavırlarını ve kokularını bilirlerdi.Aslına bakacak olursak Dagen'i tanıyan herkes kokusundan geldiğini anlayabilirdi.Dagen, insanlara takılmayı seven, girdiği bahisleri her ne pahasına olursa olsun kazanan ve arkadaşlarını asla yarı yolda bırakmayan iri yarı bir gençti.Genellikle ağzında etraftaki otlardan hazırladığı karışımın bulunduğu piposu olurdu.Pipo tüttürmediği zamanlardaysa birası elinden hiç eksik olmazdı ve birası bitmişti.Auxred hafifçe sırıtarak cevap verdi  :
         
+Geri dönebilirsen seve seve çalışırım fakat sen benim hizmetkarım olacaksın kilolu pislik.

Bu hakaretin üzerine Dagen sinirlendi.Sakalından bira damlarken Auxred'e sinirli bir şekilde bakmaya başladı.Auxred'te dönüp ona sinirli bir şekilde bakmaya başladı.Dagen birayı masaya koydu,hala sinirli bir şekilde bakışıyorlardı.İki üç dakika bakıştıktan sonra Dagen gülmeye başladı bunun üzerine Auxred kahkaha atmaya ve masaya vurmaya başladı.İkili uzun bir süre sebepsiz yere gülüştükten sonra kucaklaşıp birer bira daha aldılar.Dagen keyifle sordu :

-Demek Peltinin Ormanı ha ? Senin gibi tüysüz küçük bir sıçan için iyi bir yer değil mi ? 

Auxred yine sırıtarak cevapladı : 
+Evet öyle.Gerçi senin hayatta kalabileceğin her yer de hayatta kalabilirim pis herif.
-Eminim kalırdın.
+Dalga geçmeyi bırak da söyle seni nereye gönderiyorlar ? 
-Nereden bileyim salak herif ? Bize söylemiyorlar eğitmene söylüyorlar.Senin aksine ben oraya buraya tırmanıp bilgi toplamıyorum keyfime bakıp gerekenlerle yüzleşiyorum .
+Kıçını kaldırmakta zorlanman senin hatan.Sana az yemeni söyleyip durdum sen ne yaptın ? Her gün en az 4 domuzu tek başına bitirdin ... Senden adam olmaz.
-Onu siktir et de diğerleri şehirdeki son günün tadını çıkarıp eğleniyor.Burada oturmayı bırakıp aramıza katılacak mısın yoksa ben mi kaldırayım ? 
+O ormana gitmemin en güzel yanı beni sinir edecek kilolu bir pislik olmaması.

İki kafadar biralarını bitirip şölen alanına doğru kahkaha atarak yürümeye başladılar.Biraz sonra şölen alanına geldiklerinde diğerlerinin dans edip eğlendiklerini gördüler.Auxred derin bir nefes alıp şölenin eğlencesine kendini kaptırmış arkadaşlarına baktı.Earon, yeni tanıştığı genç müzisyen Cecilyn ile konuşuyordu.Halet,Kirigün ve Valion şarkı söyleyerek biralarını dikiyor Altayer ise hizmetçi kadınlardan birini kucağına oturtmuş kahkahalar atıyordu.Sjarlon ise Flajen'i tutkuyla ayrılmadan önce öpüyordu.Dagen,Auxred'in sırtına vurup :
-Sonunda o da birini buldu.
+Sonunda !   
-Sen ne yapacaksın ?Hala erkekliğini kanıtlayamadın.Ormanda hayvanlarla mı sevişeceksin ?

Auxred umursamaz bir şekilde bakıp yürümeye devam etti.Gece yarısına kadar devam eden şölenden sonra şehir halkı sokakları boşalttı ve şehir uykuya daldı.

29 Tammikuu 802 // Kelijron Ormanı


Şafak vakti eğitmenler gençleri uyandırıp hazırladı.Kutsama töreni öncesi sabahın erken saatlerinde uğurlanacak gençler avlanmaya çıkardı.Getirilen avların değerine göre silah seçim sırası belirlenirdi.Bu aynı tür silahları kullananlar için önemliydi çünkü Killborn demirciliği eski rünler kullanılarak yapılırdı.Her silahın bir adı ve özelliği vardı.Silahı hak eden savaşçı özelliğiyle bütünleşip sanki bir parçasıymışçasına düşmanları üzerine korku salardı.Killborn geleneklerinin ve silahlarının ünlü olma nedeniyse buydu.Gençler hazırlanıp şehir kapısında toplandılar.Her biri standart bir yay , 30 adet ok ve küçük bir av bıçağı ile av alanının olduğu Kelijorn Ormanı'na doğru  yola çıktılar.Yarım saatlik bir yolculuğun sonunda ormana varıldı.Hanenin geleneğine göre av süresini belirlemek için bir mum yakılır,ateşi söndüğünde av borusu üflenerek sürenin bittiği duyurulurdu.Gençler ava başlamadan önce ateş yakıp eğitmenlerine teşekkür etme amaçlı önceden seçilmiş ve hazırlanmış özel etleri hazırlayıp hep beraber kahvaltı ettiler.Yemeğin sonuna geldiklerinde birer bira içip kahvaltıyı sonlandırdılar.Eğitmenlerinin eşliğinde belirlenen noktalara geçen gençleri heyecanlı  bir hava sarmıştı.Bu kendilerini kanıtlamak için ön adımdı.En iyi avı getiren en iyi silahı seçer ve en çabuk dönüp Kerigan ünvanını kazanırdı.Tabii ki bu kadar basit değildi fakat enerji ve hırs dolu gençlerin akıllarında tasarladıkları küçük planlardan biriydi bu.Heyecanlı bekleyiş sürüyordu.Eğitmenlerden en tecrübeli olanları ormanın iç kesimlerine yerleşip avı izleyip hile yapılmadığından ve kimin ne avladığından emin olmak için hazırlanmaya başladılar.Diğerleri ise yaklaşık on dakika bekledikten sonra av borusunu üfleyeceklerdi.Eğitmenler yerlerini alıp hazırlıkları bitirdiler.Yaklaşık iki dakika kalmıştı.Gençler derin nefesler alıp sakin kalmaya odaklanıp beklediler. 


Bölüm I : Kardeşlerin Son Avı 

    

      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder